![]() |
Genç milli takım formasıyla. |
![]() |
Yıldırım İper (solda) 13-14 yaşlarında, arkadaşı Hüdaverdi Talay ile birlikte mahalledeki sahada. (Hüdaverdi Talay) |
Yıldırım İper Yeşildirek takımıyla çıktığı maçlarda dikkat çekince aynı sıralarda genç milli takıma seçilmiş. Fakat bu olayın sevincini fazla yaşayamadan babasının ölümüyle sarsılmış. “Babam 1958’de araba kazasında öldü. Ben o zaman genç milli takımla yurt dışındaydım. Uçak biletimi almışlar, beni takımdan çıkardılar diye düşündüm. Eve bir geldim ki herkes orada.” Genç milli takımda ilginç bir olay da yaşamış. Futbola başladığı günden beri santrhaf olarak oynamasına rağmen ilk milli maçında santrfor olarak görev yapmış: “Yunanistan’la yapacağımız maçtan önce Orhan Şeref Apak ile Cihat Arman beni çağırdılar. ‘Santrhafsın ama santrfor oynar mısın bu maçta?’ diye sordular. ‘Üstümde ay-yıldızlı forma var, niye oynamayayım?’ dedim. Onların santrhafından kafa toplarını ala ala maçı kazandık.”
![]() |
Yeşildirek Sultanahmet’te idmanda. Arkada Hürrem Sultan hamamının kubbesi görülüyor. (Günlük Spor) |
![]() |
Yıldırım ve Recep (ortada). |
![]() |
(Milliyet) |
Yıldırım İper’in ilginç bir özelliği takımda kendisinden daha büyük ve tecrübeli oyuncular olmasına rağmen çok genç yaşta kaptanlığa getirilmesiydi. Bu konuda Recep’le aralarında geçen tartışmayı aktarıyor: “Kavga ettik onunla. ‘Ben kaptan olmam, sen ol,’ dedi. ‘Abi sen kaptanımızsın, senin kaptan olman lazım,’ dedimse de istemedi.” Böylece takımın henüz İstanbul mahalli liginde mücadele ettiği yıllarda genç Yıldırım takım kaptanı olmuştu.
![]() |
Vefa kaptanı İsmet Yamanoğlu, hakem Faruk Talu ve Yeşildirek kaptanı Yıldırım İper 28 Mart 1962’de İnönü Stadında oynanan ilk gece maçında. |
İstanbul mahalli profesyonel liginde Beylerbeyi, Sarıyer, Eyüp gibi güçlü takımlarla mücadele eden Yeşildirek 1960-61 sezonunda büyük bir başarıyı gerçekleştirerek şampiyon oldu ve milli lige katılmak için Bursa’da yapılacak baraj maçlarında oynamaya hak kazandı. Bu başarının nasıl geldiğini sorduğumuzda Yıldırım İper şunları anlatıyor: “Birkaç tane futbolcu aldık, takıma takviye yaptık. Beşiktaşlı Altıparmak Sami’yi aldık mesela. Hiç arkamıza, sağımıza solumuza bakmadan her maçımızı aldık. 3-0 kazandığımız o Sarıyer maçını unutamam. Ağzımdan nefes değil de adeta oluk gibi kan geliyordu.”
![]() |
Yeşildirek milli lige çıktıktan bir süre sonra antrenörlüğe Cihat Arman’ı getirmişti. |
Yeşildirek bir önceki sezon Recep, Beşiktaşlı Altıparmak Sami gibi tecrübeli birkaç oyuncuyu alarak yerel ligde başarılı olmuştu. Milli Lige katıldıktan sonra da küçük bütçesiyle fazla transfer yapma olanağı bulamadı. Karagümrük kalecisi Tamer Kaptan ve Beşiktaş savunmasının tecrübeli oyuncusu Metin Erman’ı kadrosuna kattı. Buna rağmen bütçesi çok daha fazla takımlara karşı canla başla mücadele etti. İlk galibiyetini sekizinci haftada İstanbulspor’a karşı aldıktan sonra özellikle üç büyükler karşısında aldığı beraberlikler dikkat çekti.
![]() |
Günümüzün stoperleri gibi korner atışlarında ileriye gelen Yıldırım İper’in İzmirspor maçında attığı gol. |
Beşiktaş’a karşı 2-0 yenikken son dakikalarda beraberliği sağladığı maçın ardından usta gazeteci Necmi Tanyolaç imzasıyla 7 Şubat 1962 tarihli Milliyet gazetesinde kulübün içinde bulunduğu koşulları anlatan güzel bir yazı çıkmıştı. Bu yazıdan çeşitli bölümleri aktarıyoruz: “…zannedilir ki Yeşildirek ismini taşıdığı geniş ve civcivli iş muhitinin kulübüdür, zengin iş adamlarının, fabrikatörlerin takımıdır. (…) Halbuki, fabrikatörlerin kulübü diye bilinen Yeşildirek Türkiye milli ligine dahil kulüplerin en yoksuludur ama düşkün değildir. Tertemiz bir fakirdir. (…) Harap bir medresedir burası. Yeşildirek denilen kulüp bu harap medresenin üst katındaki bir taş odadan ibarettir. Taş odayı diğer odalardan ayıran taş sütunlar arasına ipler gerilmiştir. Yeşildirekli futbolcuların formaları, şortları, konçları, çorapları yıkandıktan sonra iplere asılır, kurutulur. (…) Yeşildirek milli ligden çok bizim mahallenin takımıdır. ‘Biz basının takımıyız. Cağaloğlu’nun kulübüyüz’ diye iftihar ederler. Buna rağmen, Yeşildirek gazete sütunlarında en az yer alan kulüptür.”
![]() |
Gündüz Kılıç, Yıldırım İper ve Kazım Özeke. |
O sırada devreye Fenerbahçe girdi. Fakat bu transfer de gerçekleşmeyince Yıldırım İper askere gitti ve iki yıl boyunca ordu milli takımı dışında hiçbir takımda oynamadı: “Fenerbahçe de beni almak istemişti. Ben de ayrılmak istedim fakat kulüp beni bırakmadı. Bunun üzerine askere gitmeye karar verdim. Askerliğini yapan futbolcular ihtilalden sonra çıkan bir kararla kendi takımlarında top oynayamıyordu. İki sene askerliğimi yaptım ama hep futbolla meşguldüm. Bu süre içinde elime bir kere dahi tüfek almadım. Ordu milli takımında oynadım.”
![]() |
(Milliyet) |
Fakat Yıldırım İper’in Fenerbahçe macerası sadece bir sezon sürdü. Yeni takımı İstanbulspor oldu: “Sezon sonunda antrenör Oscar Hold ‘Yıldırım’ı satmayın, kimi satarsanız satın,’ demişti. Buna rağmen kulüp beni serbest bıraktı. Fenerbahçe beni serbest bırakınca ağabeyim kızdı, ‘Bırak futbolu’ dedi. Aramızda üç-dört yaş vardı ama onun sözünden çıkmazdık. Futbolu bırakmıştım, zaten ailece maddi olarak durumumuz iyiydi. O sırada İstanbulspor başkanı Ali Sohtorik devreye girdi. Onun gemileri vardı, bizden halat alırdı. Ağabeyimle diyalogu olduğu için beni istedi.”
![]() |
1964-65 şampiyonu Fenerbahçe. Üst sıra: Ogün, Birol, Şenol, Ziya, Aydın. Orta sıra: Yıldırım, Özer, Şeref. Alt Sıra: Atilla, Hazım, İsmail. |
Böylece Yıldırım İper 1965-66 sezonundan itibaren İstanbulspor forması giymeye başladı ve takımın en istikrarlı oyuncularından biri oldu. İstanbulspor 1967-68 sezonunda ikinci lige düşmesine rağmen birçok arkadaşı gibi o da takımdan ayrılmadı. Bunun sonucunda takım ertesi sezon tekrar birinci lige döndü. Yıldırım İper’in Fenerbahçe’den İstanbulspor’a geldiği sezonun sonunda Yılmaz Şen de bu takımdan Fenerbahçe’ye transfer olmuştu. Birlikte bir yıl oynamalarına karşın, saha dışında çok yakın arkadaşlıkları vardı. 1968-69 sezonunda bir İstanbulspor-Fenerbahçe maçından önce Yıldırım İper’in Yılmaz Şen’i ‘Sizi bu maçta mahvedeceğiz,’ şeklinde kızdırması ters tepmiş, İstanbulspor 2-0 galipken Fenerbahçe maçı 3-2 kazanmıştı. Son golü atan oyuncu Yılmaz Şen’di.
![]() |
(Milliyet) |
Yıldırım İper otuz yaşını geçmesine karşın istikrarlı futbolunu sürdürüyordu. Buna karşın 1970-71 sezonunda ani bir kararla futbol hayatına son vermişti. Bunun sebebini şöyle açıklıyor: “İlk maçımızı Fenerbahçe’yle yapacaktık. Basri (Dirimlili) Abi hoca olarak bize yeni gelmişti. Maçın ilk yarısı 0-0 bitti. Soyunma odasına girdik. Basri Abi, ‘Oturun çocuklar,’ dedi, hepimiz oturduk. ‘Yıldırım’cığım sana teşekkür ederim, istirahat et,’ dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Uludağ’daki kamp sırasında en iyi eforu ben sarf etmiştim. Giyindim, Cağaloğlu’ndaki kulübe gittim. Radyoda maçı dinliyorlar, ilk yarıda ben oynarken ismimi duyuyorlar. Beni görünce şaşırdılar. ‘Ne oldu?’ dediler, ‘Basri Abi kement attı bana,’ dedim. Maçta 1-0 mağlup olduk. İkinci maç Beşiktaş’la oynanacaktı. Takım okundu, ben yokum. İlk yarıyı 1-0 mağlup kapadık. Basri Abi ikinci yarı beni sokmak istedi. ‘Kusura bakma abi, ben yokum,’ dedim. Maçı 1-0 yenik bitirdik. Sonra İhsan Abi, Kasapoğlu ve Bilge ile bir araya geldim. ‘Arkadaşlar ben futbolu bıraktım. Bu takımda yedi sene top oynadım, ölünceye kadar sizlerleyim,’ dedim. Futbolu bıraktığımda otuz bir yaşındaydım ama hâlâ kemik gibiydim. Kimse benden kafa topu alamazdı.”
![]() |
İstanbulspor’un haf hattı. Sağ haf Türker, santrhaf Yıldırım, sol haf Bülent Buda. |
Yıldırım İper futbolu bıraktıktan sonra uzun yıllar ticaretle uğraştı. Seksenli yıllarda tekrar yetiştiği kulübe döndü. Yeşildirek’te yöneticilik ve çalıştırıcılık yaptı. Yönetici arkadaşlarıyla birlikte kulübü tekrar eski günlerine döndürmek için mücadele etti ama artık kimsenin gözü üç büyüklerden başkasını görmüyordu: “Rahmetli Turan Abi üç tane avukat aldı yanına. Bir de Kazım Özeke, Kadir Karakurt, Yıldırım İper; çıktık Mahmutpaşa’ya. Eminönü, Cağaloğlu, Nuruosmaniye, Çemberlitaş, Sultanhamam, Akbıyık mahallesi – hep dolaştık. Bize on para vermediler. 1968 senesinde 550 bin liraya Eminönü Zindan Han’da Hacı Şakir Sabunlarının yerini almıştım. Fakat Dalan’ın belediye başkanlığı zamanında yıkıldı orası. Eminönü’ndeki dükkânlarımız dursaydı belki ben bugün Yeşildirek’in başında olurdum, arkadaşlarımı toplardım. Aşağıdaki tüccarları yönetime sokardım. Şimdi kim bilir kimin elinde, Yeşildirek Spor Kulübü diye tabelası duruyor sadece. Bu halde olacağına kapansa daha iyi.”
Ellerine sağlık Fethi Aytuna
BeğenBeğen
Çok güzel olmuş ellerinize sağlık rahmetli babam Recep Gözler hakkındaki güzel düşünceleri için Yıldırım İper e çok teşekkürler ve saygılarımla.Aydın Gözler
BeğenBeğen
Yildirim abi ben Şevket bey 'in oğluyum sizin Yesildirekte malzemeci.Allah sağlık afiyetler versin.
BeğenBeğen
yıldırım abi ben eskişehirsporlu ilhan çolak .1963 65amasya karagücünde oynadım askerde seçmeleri nuri engin binbaşı ile sen yapmıştın tk kaptanı teğmen yakup adabağ idi askerden sonra sen yeşildirekte oynarken bende eskişehir spor oynuyordum ikinci lig de şampiyon olduk seni takdirle seyreder dim .sağlık ve uzun bir ömür dilerim.
BeğenLiked by 1 kişi