![]() |
Bir İzmirspor-Göztepe maçı. Nurettin Terzi topa kafa vurmuş, Cahit Ellier (sağdan ikinci) izliyor. |
O yıllar futbolcuların gerçek anlamda amatör bir ruhla oynadığı yıllardı. İstanbul’da 1952’den itibaren resmen başlayan profesyonellik, İzmir’de 1955’ten itibaren yürürlüğe girecekti. Buna rağmen futbolcuların şartlarında çok ciddi bir değişiklik olmamıştı. Geçinmek için futbol oynamanın dışında bir iş yapmak ya da genellikle bir devlet kurumunda çalışmak zorundaydılar. Cahit Ellier için de durumun farklı olmadığı şu sözlerinden anlaşılıyor: “Askerden döndükten sonra İzmirspor’a tekrar girdiğimde bir takım elbise yaptılar bana transfer parası olarak. Ufak bir maaş da alıyordum. 1957’de sözleşmem bittiğinde üç sene için 3.500 lira aldım.” Onun kuşağının yaşadığı sıkıntının sadece maddiyatla sınırlı kalmadığı, “İlk çim sahayı Türkiye birinciliği maçları için gittiğimiz Konya’da gördüm, 1955-56 senelerinde,” sözünden anlaşılıyor.
![]() |
Soldan sağa: Cahit Ellier, Kamuran Soykıray, Kadri Aytaç ve İzmirspor yöneticisi İbrahim Gürbüz (Boşnak İbrahim). |
“Kadri İzmir’e gelmişti, maçtan sonra bir yere gitmişiz. Boşnak İbrahim İzmirspor sahasına atla girerdi. Otomobil ticaretiyle uğraşırdı. Günde 100 tane araba alıp satardı.”
1953-54 sezonunda iyi bir performans sergileyen İzmirspor, şampiyonluğu son haftalarda Altay’a kaptırmıştı: “1954’te Altay’la oynadığımız şampiyonluk maçında tribünler sabah saat 9’da kapanmıştı. Biz sahaya giremedik. Sahanın içinden bizi içeri aldılar, o kadar kalabalıktı. 2-1 kaybettik maçı. Tarık abi penaltı kaçırdı. Ama galibiyet de yetmiyordu şampiyonluğa. O sezon 8 puan öndeydik halbuki. Galibiyete 2 puan veriliyordu henüz. Aralardaki maçları kaybettik. Puan farkı kapandı.”
1954-55 sezonunda Yün Mensucat takımından Metin Oktay’ın transfer edilmesiyle daha güçlü bir kadro ortaya çıkmış. Nitekim İzmirspor o sene şampiyonluğu kazanmış. Metin Oktay sezon sona ermeden Galatasaray’a gitmesine rağmen, ertesi sene bu başarıyı tekrarlamışlar ve bir İzmir şampiyonluğu daha kazanmışlar. Cahit Ellier bu dönemde İzmir karmasında da yer almış: “İzmir karmasına defalarca çağırıldım. 1956’da Macarlara karşı oynayacak karma takıma da çağırıldım. Önce İstanbul’da oynanacak milli maçı seyretmek üzere oraya gittik. Fakat hava muhalefetinden maç oynanmadı ve İzmir’e döndük. Cumhuriyet bayramlarında üç şehrin karmaları arasında çok çekişmeli maçlar oynanırdı. Onun dışında İzmir’de Fuar Kupası maçları olurdu.”
Yazının başında belirttiğimiz gibi Cahit Ellier, isminin gazetelerde bile sık sık Cavit olarak yazılmasının sıkıntısını çekmiş. O yıllarda Yugoslavya devlet başkanı olan Tito’ya fiziki benzerliği ve otoriter görünümü nedeniyle de “Tito Cavit” lakabıyla ünlenmiş. Sahadaki dobra tavrının bu ününü pekiştirdiği anlaşılıyor. Bu konuda bir anısını şöyle hatırlıyor: “Sabahattin vardı Demirsporlu (Ödemişli Sabahattin olarak tanınan Sabahattin Haskan), ayağıma basmıştı. Sabahattin abi, bir daha basma dedim. Nerede görse onu söylerdi bana.” Dobralığı yanında dürüstlüğünü gösteren bir başka anısı da şöyle: “1953-54 sezonundaydı galiba, Altay’la şampiyonluğa oynuyorduk. Bayram Dinsel’le ben bir topa girdim. Hakem Zülbahar Sağanak’tı yanlış hatırlamıyorsam. Top kimden çıktı göremedim dedi. Abi top benden çıktı dedim.”
![]() |
Cahit Ellier (2) bir maçta hakem Feyyaz Turgul’la tartışıyor. |
Ellilerin sonuna doğru Tarık Gençay’ın futbolu bırakmasıyla birlikte daha çok santrhaf mevkiinde oynamış. Bu dönemde haf hattı sağ hafta Nurettin Terzi, santrhafta Cahit Ellier, sol hafta Kamuran Soykıray’dan oluşmuş. O senelerde aynı zamanda Güven Önüt, Cenap Doruk, Özcan Altuğ, Aykut Akkor gibi isimler takıma katılmış. 1959’da başlayan Milli Lig’e de bu kadroyla girmişler. Özellikle Milli Lig’in ikinci sezonu olan 1959-60 sezonu İzmirspor açısından çok başaralı geçmiş ve 20 takımlı ligi dördüncü sırada bitirmişler.
![]() |
Bir Göztepe-Feriköy maçı. Cahit Ellier ve Önder Sapanlı (sağ başta), Feriköylü İsmet Yurtsü’yü ikili markaja almışlar. |
1962-63 sezonunda Göztepe’den ayrılmış Cahit Ellier ve son olarak yine bir İzmir takımında oynamış: ” Göztepe’den sonra İzmir Demirspor’a geçtim. Demirspor İzmir mahalli liginde oynuyordu o zaman.O transferden 1.000 lira almıştım. Göztepeli Hakkı da benimle birlikte geldi.” Bir sezon da burada oynadıktan sonra futbolu bırakan Cahit Ellier, o yıllarda başlayan gurbetçi kervanına katılıp Almanya’nın yolunu tutmuş: “Aldığım taksiyi 15.000 liraya satıp Ekim 1963’te Almanya’ya gittim. Kassen’de Volkswagen fabrikasında çalıştım.”
Cahit Ellier uzun yıllar Almanya’da çalıştıktan sonra seksenlerin sonunda emekli olmuş ve İzmir’e dönmüş. Halen İzmirspor kulübünün yakınında oturuyor ve günlerini eski futbolcu arkadaşlarının müdavimi olduğu kahvede eski parlak günleri yad ederek geçiriyor.