Asım Ligleri: Mazideki Futbolcu Fabrikası

Bir zamanlar ülkenin hemen her mahallesinde top sahaları, o yoksa boş arsalar vardı. Özellikle yaz aylarında bu sahalar sabahtan akşama kadar top oynayan çocuklarla dolup taşardı. Kendi aralarında yaptıkları maçlarda oynaya oynaya yetişen bu çocukların içinden nice yıldız futbolcu çıktı. O yılların futbol açısından en önemli olaylarından biri mahalle takımları arasında düzenlenen yaz turnuvalarıydı. Büyük bir çekişmeye sahne olan bu turnuvalar öylesine popülerdi ki, profesyonel liglerde oynayan birçok futbolcu bile bu maçlarda oynamaya can atardı. Bu turnuvaların içinde bir tanesi vardı ki, 30 yıla yakın bir süre her yaz tekrarlanması, katılan takımlar arasında yaşanan büyük rekabet, profesyonel lig maçlarını aratmayan seyirci ilgisi ve bu maçlarda keşfedilen futbolcu sayısı bakımından belki dünyada eşi benzeri olmayan bir organizasyondu. İzmir Karşıyaka’da düzenlenen ve artık sadece yaşı 60’ın üzerinde olan kuşakların hatırladığı bu organizasyona Asım Ligleri adı verilmişti.

Her yaz Karşıyaka’nın muhtelif mahalle takımlarının katılımıyla Karşıyaka Stadı’nda yapılan bu turnuvaya adını veren Asım Güleç, çok genç yaşta yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybetmiş Karşıyakalı bir futbolcuydu. Bu talihsiz gencin hikayesini ve adını verdiği ligin nasıl başladığını, Yaşar Aksoy’un Karşıyaka semt ve kulüp tarihini kaleme aldığı değerli çalışmasından öğreniyoruz. 1920 doğumlu Asım Güleç’in yakın arkadaşı ve Karşıyaka’nın kırklı ve ellili yıllardaki ünlü futbolcularından Hidayet Erzeybek – ya da herkesin lakabıyla tanıdığı “Göbek” Hidayet anlatıyor: “1940 yılının sonuna doğruydu. Manisa deplasmanına gidildi. Asım gözünü budaktan sakınmaz, her sert mücadeleye girerdi. Yine bir ikili mücadelede rakibinin sert ayak darbesi omurilik kemiğini ezdi ve parçaladı. Asım bu olaydan sonra yatağa düştü. Asım hasta olmasına rağmen idarecilik yapmaya başladı. Bostanlı, Alaybey, Osmanpaşa, Yıldırımspor, Soğukkuyu gibi takımları bir araya getirerek küçük turnuvalar düzenledi. Bu Asım liglerinin temeli böyle oluştu. 1944 yılında kemik veremine tutularak vefat etti.” (Yaşar Aksoy, Karşıyaka ve Kaf Sin Kaf Tarihi, 1988. s. 123)

Asım Liglerine adını veren Asım Güleç’in (ayakta, soldan beşinci) yer aldığı Karşıyaka genç takımın 1940 kadrosu. (Yaşar Aksoy, Karşıyaka ve Kaf Sin Kaf Tarihi)

Yaşar Aksoy da henüz sekiz dokuz yaşında küçük bir çocukken seyretmeye başladığı Asım Ligleriyle ilgili izlenimlerini şöyle aktarıyor: “Yıldızspor, Şafakspor, Alaybey, Soğukkuyu, Bostanlı, Doğanspor vs. gibi takımlar Asım liglerinin ünlü takımlarıydı. Ve bu ligler sonucunda ilerde KSK’nin genç ve birinci takımında oynayacak oyuncular kendilerini belli ederlerdi. KSK’nin kurt idarecileri Asım liglerini dikkatle izlerler ve sivrilen sporculara çengeli atarlardı. Benim zamanımda bir Narto Mustafa ve Bayram Baba vardı. Genç sporcuları kulübe kazandırırlardı. Bayram Baba’nın yetiştirdiği takım Yıldızspor, Bataka denilen bir mahallenin takımıydı. Zübeyde Hanım’ın mezarının karşısındaki bahçe aralarının, daha doğrusu Hacı Davut İrimi denilen sık ağaçlı bir yörenin gençlerinden oluşurdu. Sonra çarşı gençlerinin oluşturduğu Şengençler vardı, bunu da Narto Mustafa çalıştırırdı. KSK’nin birinci takımında oynamış nice futbolcuyu yetiştiren Aksoy da önemli bir takımdı. Cumhuriyet mahallesinin arkasındaki yörenin takımı Üçok, Soğukkuyu Atletik, Şemikler, Serinkuyu, Doğan Gençlik, Çamlık’ın on biri Kurtuluşspor, Asım Ligleri’nin vazgeçilmez takımlarıydı. Bir başka ünlü mahalle takımı olan Alaybey’den Puşkaş Ergun, kaleci Muhip, Baba Cevat yetişti. Naldöken ve Tersane yöresinin takımı Şafakspor da dişli takımlardandı.” (Yaşar Aksoy, s. 123)

Yukarıdaki fotoğraf Karşıyaka tarihinin unutulmaz futbolcularından Lemi Yerli’nin albümünden, Asım Liginde mücadele eden Baskın takımı. Ayakta, soldan beşinci futbolcu olan Lemi Yerli 1951-54 arası Fransa’da Racing takımında oynamıştı. Alt sırada,sol baştaki Nebil Susup (Çamur Nebil) ise Karşıyaka dışında Altınordu ve Kültürspor’da forma giydi. Lemi Yerli yaklaşık on yıl önce yaptığımız söyleşide Asım Liglerini şöyle anlatmıştı: “Her sene lig bittikten sonra yazın sekiz semt takımı arasında; Çarşıiçi, Bostanlı, Alaybey, Soğukkuyu, Dedebaşı gibi takımlar arasında maçlar yapılırdı. Boyacı Hüseyin 1940’tan 1950’ye kadar hep bizim idarecimizdi. Bizi Asım Liglerinden hep seçen adam buydu. İskeleden girince birinci sokakta boyacı dükkanı vardı. Aynı zamanda camcılık yapardı. Kulübü o çekip çevirirdi. Asım Liglerinden beni seçtikleri zaman çok zayıf olduğumu söylediler. İdareci Dr. Faik abi vardı. Konuşurlarken meşhur Nuri Boytorun vardı, o da Karşıyaka güreş takımını çalıştırıyordu. Faik abi, ‘Yahu seçtik bunu Asım liginden ama zayıf, ne yapacağız?’ dedi. Boytorun, ‘Sen bunu altı ay bana ver, altı ay sonra tanıyamazsın,’ dedi. Haftada iki gün futbol antrenmanı, iki gün güreş antrenmanı yapıyordum.”

Orhan Erkmen’in (alt sırada, sol başta) yer aldığı Üçok takımı. 1952-56 arasında Karşıyaka’da oynayan Erkmen, 1953’teki Avrupa Şampiyonası’nda Genç Milli Takım forması giydi. 1956’da Fenerbahçe’ye, 1958’de Kadri Aytaç’lı Karagümrük’e transfer oldu. Alaybey semtinin takımı Üçok’tan yetişen bir diğer ünlü futbolcu Arif Dökel’di. Ellili yıllarda Karşıyaka ve Vefa’da oynayan Dökel, Karşıyaka’nın İkinci Lig şampiyonluğunu kazandığı 1969-70 sezonundaki teknik direktörüydü.

Futbol tarihimizin bu ilginç ligi hakkında en önemli bilgi kaynaklarımızdan biri de altmışlı ve yetmişli yıllarda Karşıyaka kalesini koruyan Ekrem Güçsav. Henüz çocuk denecek yaşta Asım Liginde oynayan ve burada keşfedilip Karşıyaka genç takımına seçilen Güçsav’dan o yılları dinliyoruz: “Çocukluk yıllarımda Karşıyaka’nın köşkler arasındaki sahasında imrenerek seyrettiğim Asım Liglerinde 1962’de, 14 yaşında Karşıyaka genç takımı seçmeleri için ben de oynamaya başladım. Karşıyaka Stadı toprak olduğu için günde dört tane müsabaka yapılabiliyordu. Bu müsabakalara katılan takımlar Karşıyaka’nın çeşitli semtlerinden oluşurdu ve imrenilecek forma renkleriyle sahaya çıkarlardı. Günümüzdeki birçok Süper Lig maçından daha fazla seyirci, günde dört müsabakayı seyrederdi. Asım Liglerinin en flaş takımı Aksoy’du. Real Madrid gibi çıkarlardı sahaya bembeyaz. Bir de rakip olarak Soğukkuyu vardı. Hatırladığım kadarıyla onların forması kırmızı-beyazdı. Onlar iyi takımlardı. Erol Baş ve Zeki Şensan Aksoy’dan, Kemal Canıvar Soğukkuyu’dan Karşıyaka’ya gelen futbolculardı. Enteresan isimli takımlar vardı: Şengençler, Kasırga, Genç Karşıyaka, Öz Karşıyaka, Yıldızspor. Alaybey’de iki takım vardı, biri de Siyah İnciler’di. Katılım sayısına göre lig üç veya dört grupta oynanıyordu. Gruplarda dört takım olurdu. Katılan takım sayısı bazen 20’yi bulurdu. Grup birincileri ve ikincileri çapraz eşleşiyordu. Şafakspor sarı-lacivertti, felaket takımdı. Çoğu tersanenin adamlarıydı. Yazın antrenmansız kalmayayım diyen mesela Demirsporlu bir futbolcu gelip Aksoy’da oynuyordu. İbrahim Tusder Beşiktaş menajeri o zaman, Asım Ligini seyrediyordu. Nejat Seçen diye bir artist vardı, o Asım Ligi hastasıydı. Saha kenarındaki piste sandalye koyarlardı onun için.”

1952 Asım Ligi şampiyonu Karşıyaka Lisesi. Ayaktakiler: Böğürtlen Şeşbeş (idareci), Orhan, Japone Nevzat, Gandi Mahir, kaleci Mehmet, Erdoğan Hamurcu, Niyazi. Oturanlar: Raif, Huni Orhan, Melih, Şele Yılmaz, Arnavut Kemal. (Yaşar Aksoy, Karşıyaka ve Kaf Sin Kaf Tarihi)
1961 yılına ait serbest giriş kartı. (Facebook Eski Karşıyaka Fotoğrafları grubu/Levent Barlas)

“Maçlar yaz aylarında yapıldığı için sabah 10’da başlar, akşam 6-7’ye kadar devam ederdi. Bu müsabakalar Karşıyaka’nın hem genç hem de profesyonel takımına futbolcu seçmek amacıyla yapılırdı. Bu nasıl olurdu? Her takım, denenmek için dışarıdan gelecek iki tane futbolcuyu oynatmak mecburiyetindeydi. Bu vesileyle sadece İzmir içinden değil, Adana’dan, Sivas’tan, diğer şehirlerden gelen birçok futbolcu Karşıyaka idarecilerine müracaat eder, o idareci de turnuvaya katılan takımlara denenecek adamları mevkilerine göre oynatmalarını söylerdi. Hatırladığım kadarıyla birçok abimiz de bu ligden çıktı. Bunların başında Adana’dan gelen Necati Özyıldırım, daha sonraki senelerde Sivas Demirspor’dan gelen Yılmaz Yaytaş abimiz vardı. Ayrıca kendi semtimizin çocuğu Erol Baş, Zeki Şensan, Kemal Canıvar, daha adını sayamadığım birçok futbolcu hep Asım Liginin Karşıyaka profesyonel takımına kazandırdığı isimlerdi. Daha ötesi, diğer İzmir kulüplerinin yöneticileri de gizlice gelip Asım Ligi maçlarını seyrederdi. Nitekim onların da buradan devşirdiği futbolcular vardı. Mesela Soğukkuyu’dan bir Kamil abimiz vardı, Göztepe’ye gitti. Ziraat mühendisiydi rahmetli Kamil abi. Adnan Süvari onu Asım Liglerinden aldı, Göztepe’ye götürdü. Uzun seneler sağ bek olarak oynadı. Galiba 62 senesiydi. Yarı finale kalan takımlardan bir tanesi Soğukkuyu’ydu. Galiba Alaybey’le maçları vardı. Kara yağız bir abimiz Karşıyakalı idareci rahmetli Rıza Alpay’ın, Karşıyaka’nın eski futbolcusu Kampana Rıza’nın yanında duruyordu. Rıza Alpay yanındaki yöneticiye, ‘10 numaralı futbolcuyu alacaksınız, forvette oynatacaksınız’ dedi. O zamanlar formalar 1’den 11’e kadardı. Takımın idarecilerinden biri itiraz etti. ‘Biz hayati maça çıkıyoruz, biz almayız,’ dedi. Karşı takım da itiraz etti. O zamanın idarecileri şimdiki gibi değil, hepsi otorite sahibiydi. Rıza Alpay, ‘Bana bakın, ikinizi de ihraç ederim. Statüye göre Karşıyaka futbol takımı bir futbolcuyu alacaksa onu oynatacaksınız,’ diye emredince hatırladığım kadarıyla Soğukkuyu takımı mecburiyetten Yılmaz Yaytaş abimizi aldı. Maç 6-1 veya 7-1 bitti, Yılmaz abi de üç dört tane gol attı. Bütün stat ayağa kalktı. Seyirci demişken şunu da söyleyeyim, maçlara üç bin ile beş bin arası seyirci gelirdi. Şimdi Süper Lig’in bazı maçlarında o kadar seyirci bulamıyorsun. Yılmaz abi çok klas bir futbolcuydu. Yanlış hatırlamıyorsam 61’de geldi, 65’te Sivas’a döndü. O geldiği zaman Sivas Demirspor çok iyi bir takımdı, daha Sivasspor ortada yoktu.”

Asım Ligi maçlarının yapıldığı Karşıyaka Stadı’nın temeli 1937’de atılmış ve tesis 1939’da hizmete girmişti. (Bedri Cumhur Doğu arşivi)

Ekrem Güçsav, Asım Ligine katılan takımlar ve futbolcuların denenmesiyle ilgili bu bilgilerin ardından kendi tecrübelerini, futbola duydukları saf sevgiyle hiçbir menfaat gözetmeksizin onları yetiştiren insanları ve başından geçen ilginç anıları anlatıyor: “Ben 14 yaşındayken seçmelere katılmak için lokal takımlardan birinde, Genç Karşıyaka isimli takımda oynadım ve Asım Liglerinde o zamana kadar olmayan bir şey oldu. Gruptan namağlup çıktık ve averajla yarı finali kaybettik. Hiç yenilmediğimiz için bize bir futbol topu hediye ettiler. İdarecimiz statta sucuk ekmek ve gazoz satan, Allah ışıklar içinde yatırsın – iki lokal takımı olan Mustafa Narta abimizdi. Genç Karşıyaka ve Öz Karşıyaka, bu ikisi Narta Mustafa’nın takımıydı. Daha çaylak olanlar Genç Karşıyaka’da oynardı, bir sene sonra onlardan tekamül etmiş olanları Öz Karşıyaka’ya alırdı. Orada bizden daha büyük ve daha klas futbolcular vardı. Biz mahalleden yeni gelenleri pişelim diye Genç Karşıyaka’da oynatırdı Narta Mustafa. Bana, ‘Seneye sen Öz Karşıyaka’da oynayacaksın,’ dedi. Ancak ertesi sene Karşıyaka Lisesi biz de katılacağız dedi. Ben de Lise takımında oynadım. 64 senesi finalden döndük, yarı finalde elendik. Yıldızspor’un idarecisi Bayram abiydi. Biz evvela onda başladık, Bayram abi daha harcıalemdi. Narta Mustafa daha bilimseldi çünkü o İzmir Mahalli Profesyonel Ligi’nde yer alan Egespor’da teknik direktörlük yapmıştı. Topa çok güzel falsolu vururdu. Bayram abi kömür hamalıydı. Kömür hamalı dediğim şu: kömür idaresinde çalışıyor. Mesela sen geliyorsun, bana 200 kilo kömür diyorsun. Orada üç tane hamal var, kantara kömür taşıyor. Kömür deposunun olduğu yer de şimdi Karşıyaka Gazi Lisesi.”

Ekrem Güçsav, ilk Asım Ligi maçı için Karşıyaka sahasında, sene 1962.

“Mustafa abi bidonların içine gazoz, bir de portakallı gazoz yapardı. Gönül adamıydı. Devre arasında bize gazoz içirirdi. Bütün hayatı sahada geçiyordu. Topların yırtıklarını dikerdi. Ertesi gün antrenman var, ‘Yarın herkes siyah şort getirsin,’ dedi. Takım kaptanımız Ender vardı. O beni bisikletle aldı. Yolda giderken, ‘Eyvah, yandık,’ dedi. Neden diye sorunca, ‘Yahu annem beyaz şortu ütüleyip koymuş, torbaya bakmadım, şimdi Mustafa abi kızacak,’ dedi. Gittik sahaya. Mustafa abi o yaz sıcağında siyah şortu giymiş, üstü çıplak, 18 Namık’la boyuna sucuk kesiyor. O zaman buz kalıpları keserle kırılırdı. Bir yandan da buzları kesip kovalara yerleştiriyor, terler üstünden akıyor. Takım soyunmaya başladı. Ender yeni fark ediyormuş gibi, ‘Aaa, beyaz şort’ dedi. Mustafa abi, ‘Ne oldu?’ diye sorunca, ‘Annem beyaz şort koymuş,’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Mustafa abi kızdı: ‘Yahu arkideş – hep arkideş diye konuşurdu – biz demedik mi siyah şort getirin diye, 15 dakika sonra maç başlayacak, nereden bulacaksın şort?’ Ender hiç istifini bozmadan, ‘Çareyi buldum abi, seninle şortları değişeceğiz,’ dedi. Mustafa abi çaresiz, mecburen Ender’le şortları değiştiler. Fakat sonunda Karşıyaka’nın elit adamları onu kovdurdular. Adam büfesini bıraktı ve ağlayarak Karşıyaka sahasından ayrıldı. Futbolcu fabrikası gibi adamdı. Gode’sinden tut, bizler, Hamdi’ler, Bedri’ler, Atilla’lar, daha aklıma gelmeyen nice futbolcu. Adama arka çıkmanız lazım. Adam bizleri topluyor, oynatıyor. Kulüp idarecileri genç takıma futbolcu seçmek için bizi seyrediyor. Beğendiklerine, ‘Yarın iki tane resim getirin, genç takıma alındınız,’ diyorlar. Kimin sayesinde? Kim oynatıyor onları yazlık maçlarda, kışlık maçlarda? Takdir edeceklerine adamı sahadan kovdular. İçimizdeki hicrandır. Rahmetli onurlu bir adamdı. Sonra çarşıda, sinemanın önünde çekirdek satarak geçimini sağladı. Sonradan bizim çoğumuz futbolcu olduk. Gode Cengiz mesela onunla oynardı hep. Yıllar sonra aramızda konuşurken, ‘Yahu Mustafa abiye bir şey yapamadık,’ dedik. Birisi, ‘İyi ki hamle yapmadık, Mustafa abi refüze ederdi bizi,’ dedi.”

Atakan Karakaplan’ın albümünde yer alan ve spor tarihimiz açısından çok ilginç olan bu fotoğraf, Narta Mustafa’nın çalıştırdığı Genç Karşıyaka takımına ait. Karşıyaka ve Türk futbolunun unutulmaz isimlerinden Cengiz Kocatoros – Gode Cengiz (ayakta, sol başta) ile Karşıyaka ve Türk basketbolunun özellikle antrenör olarak en önemli isimlerinden Atakan Karakaplan (ayakta, soldan üçüncü) Yamanlar ile oynadıkları Asım Ligi maçından önce bir arada.

“Bir de kestaneci Hakkı abimiz vardı, vapur iskelesi karşısında grand tuvalet kestane satıyordu. Harika bir palto ve kravat. O da maça meraklıydı. Yazıyor mesela Bodrum kaymakamlığına bir telgraf: ‘Pazar günü sizinle bir müsabaka yapmak istiyoruz; Karşıyaka genç takımında oynayan şunlar, şunlar; A takımında oynayan şunlar, şunlar ile. Gidiş dönüş masraflarımızı karşılamanız…’ diye. Kaymakamlıktan gelin diye telgraf geliyor. Hakkı abi akşamdan bizim evlere geliyor, o zaman telefon mu var: ‘Yarın gidiyoruz, gece 12’de hareket.’ Altı saat yol, sabaha karşı Bodrum’a varıyoruz. Şafakspor adıyla gittik oraya. Sene 62, yol daha yeni yapılıyor. Bir minibüs tutmuşlar, içinde iki tane tabure var. Nöbetleşe oturuyoruz, futbol aşkına bak. Asıl bir Fethiye seyahati vardı, ben ona gidemedim. Bayram abinin takımı gitmişti oraya. 10 saatlik yol. Narta Mustafa, Bayram abi, Hakkı abi, bu adamlar esas kahramanlardı. Oradan yüzde doksanımız futbolcu olduk. Şimdi genç takımdan o kadar adam çıkaramazsın.”

Karşıyaka Stadı, futbol maçları dışında 23 Nisan ve 19 Mayıs törenleri, atletizm yarışları gibi pek çok etkinliğe ev sahipliği yapıyordu. Fotoğraf 70’lerin başındaki bir 23 Nisan kutlamasını gösteriyor. (Vehbi Moğol arşivi)

Karşıyaka ve Türk futboluna pek çok yıldız kazandıran Asım Ligleri, otuz yıla yakın bir süre devam ettikten sonra tarihe karıştı. Bu eşsiz yerel organizasyonun nasıl sona erdiğini de Ekrem Güçsav’dan dinliyoruz: “Tahmin ediyorum altmışların sonunda Asım Ligleri bitti. 1966 yılında sahayı çimlediler. O sene Avrupa Gençler Şampiyonası Türkiye’de düzenlendi. İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’de oynandı maçlar. Karşıyaka sahasını antrenman için, Göztepe sahasını maçlar için çimlediler. Göztepe sahası bozuldu ama Karşıyaka sahası 66 senesinden yıkılana kadar çim kaldı. Dolayısıyla tahminime göre Asım Ligleri 65’te bitti. Bizim oynadığımız sene, tahmin ediyorum lig son kez yapıldı. Buradan yetişmekle övünç duydum. Fakat ne zaman sahalar çimlendi, artık değil dört maç, bir maça bile müsaade etmediler. Geleneklerini kaybeden yapılar artık kendi semtlerinden futbolcu yetiştirmeyi unuttular. Üzülerek söylüyorum, torunumu götürdüğüm için yakından takip ediyorum. Plastik sahalarda bir saat, bir buçuk saat çalışmakla futbolcu zor olunur. Biz toprak sahalarda tekrar ede ede, Asım Ligleri gibi lokal bir yapıda oynaya oynaya yetiştik. Oradan birçok futbolcu çıktı. Asım Liglerini bundan sonra yapmak mümkün müdür, hiç tahmin etmiyorum çünkü ne zemin, ne saha, ne şartlar, ne de o heveste insanların olmadığını görüyorum.”

Karşıyaka Stadı’nın seksenli yıllardaki görünümü. (Vehbi Moğol arşivi)

Asım Ligleri, futbolun henüz endüstriyel olmadığı zamanlarda adeta bir futbolcu fabrikası işlevi gören mükemmel bir organizasyondu. O da gün gelip zamanını doldurdu ve geçmişin özlemle andığımız güzellikleri arasına karıştı. Pek çok şey gibi futbol da artık endüstriyel oldu ve endüstriyel hale gelen hemen her şey gibi yavanlaştı. Sabahın erken saatlerinden akşam hava kararana kadar büyük bir aşkla top oynayan Puşkaş Ergun’ların, Erol Baş’ların, Gode Cengiz’lerin, kaleci Ekrem’lerin yerini, birer yarış atı gibi sınavlara hazırlanmaktan fırsat buldukça çoğu sadece para kazanmak için kurulmuş futbol okullarında haftada birkaç saat çalışan gençler aldı. Gönüllü olarak yıldız adaylarını yetiştiren, hatta bu uğurda cebinden para harcayan Ali Mortaş’lar, Narta Mustafa’lar, Bayram’lar, Kestaneci Hakkı’lar yerlerini altyapı okullarında memur gibi çalışan hocalara bıraktılar. İleride Asım Ligleri gibi organizasyonlar ortaya çıkar, bunlardan yetişen gençler birer yıldız olarak üst düzey takımların kadrolarında yer alır mı, pek ümitli olmasak da bunu zaman gösterecek.

Karşıyaka’nın Türkiye İkinci Ligi şampiyonu olduğu 1969-70 sezonundaki kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Erdinç, Ekrem, Erol, Cengiz, Atilla, Saim. Oturanlar: Burhan, Bedri, Ceyhan, Günay, B. Uğur. Bu kadrodan kaptan Erol Baş, Ekrem Güçsav, Cengiz Kocatoros, Atilla Biçer ve Bedri Damla, Asım Liglerinden yetişen futbolculardı.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.